Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomide beklediği adım olarak akıllara kazınan Merkez Bankası’nın faiz indirimi nihayet gerçekleşti. Dizdar, Merkez Bankası’nın geçtiğimiz hafta faiz indirimi kararının ardından düşüşe geçen Dolar/TL, yılsonu enflasyon tahminlerinin aşağı yönlü revize edilmesiyle, azalış hızını artırdığını ifade etti. Faiz indiriminin kısa vadede dövize ve yerel ekonomik verilere olumlu etki yarattığını ifade eden Dizdar şunları söyledi: “İş dünyası faiz indirimine tam destek veriyor. Bu politikanın devam edeceği de beklenmektedir. Ancak daha fazla faiz indirimi için bakılması gereken yer enflasyondur. Eylül ayında yıllık enflasyon baz etkisiyle muhtemelen yüzde 10’lara düşecek, sonra tekrar yüzde 13-14 düzeyine çıkacaktır. Üretici enflasyonu halen yüzde 25’lerdedir. Enflasyon düşmeden, ülke riski azalmadan faiz indirimi zorlanırsa yeniden döviz krizi yaşarız. Bu nedenle Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi, risklere dikkat etmelidir.”
‘ÜLKEYE GÜÇ KATACAK’
Dizdar, “Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın yılın üçüncü enflasyon raporu bilgilendirme toplantısında enflasyon tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiğini açıklamasının ardından paritede azalış yüzde 1’lere yaklaştı. Murat Uysal, 2019 yılsonu enflasyon tahminini yüzde 13,9 olarak açıklarken, enflasyonun 2020 sonunda yüzde 8,2’ye, 2021 yılsonunda ise yüzde 5,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağının tahmin edildiğini belirtmişti. Tabi bu gibi adımlar yerel ekonomiyi daha da canlandıracak ve ülkeye güç katacak” diye konuştu.
‘TOKAT OLDU’
Yatırımcının önündeki engellerin teker teker ortadan kaldırıldığını belirten TESİAD Başkanı Cüneyt Dizdar, şöyle konuştu: “Faizler yüksek oldukça ülkemizin yarınları çalınmakta yatırımcının önü kesilmekteydi. Ülkede dövizin TL karşısında ezici bir güç olmasını bekleyenlere karşı bu adım güzel bir tokat oldu. İlk veriler de ekonominin bu adımı olumlu karşıladığı yönünde. Faiz lobisinin dizinin bağı çözülmüşken önümüzdeki istikrarlı seçimsiz dönemi ülkemizin kalkınması için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Siyasi iradenin de bu inanç ile hareket etmesini iş dünyası olarak beklemekteyiz. Katma değeri yüksek ürünlerden başlayarak yerli üretime ağırlık vermemiz gerektiğini vurgulamak lazım” ifadelerini kullandı.