Tekstil İşveren Sendikasının yıllardır dile getirdiği haksız ithalata, DTM'nin ek vergi tebliği ile sonunda "dur" denildi. Kumaş ve hazır giyim ithalatında vergileri artıran karar, henüz nihai tebliği yayınlanmasa da yerli üreticiler için büyük bir motivasyon oldu.
2010 yılına siparişlerde yaşanan artışla moralli başlayan tekstil sektörüne bir moral de Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan (DTM) geldi. DTM, dokuma kumaş ve hazır giyimde ithalat vergilerinde artış öngören önemli bir tebliğe imza attı. 13 Ocak'ta Resmi Gazete'de yayınlanan tebliğ geçen ay sektörde en çok konuşulan konu oldu. Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası'nın hemen her platformda dile getirdiği 'haksız ithalat'a "dur" diyen DTM, yapılan başvuru sonrasında 'koruma önlemleri soruşturması' açılmasını, bu süreçte AB ve serbest ticaret anlaşması yapılan ülkeler hariç tüm kumaşların ithalatından yüzde 30, hazır giyim ithalatından ise yüzde 40'a varan oranlarda ek vergi getirilmesini öngörüyor. Tebliğ, 13 Şubat'a kadar gelecek itirazlar ve başvuralar da dikkate alınarak Resmi Gazete'de nihai karar yayınlandıktan sonra uygulamaya girecek. Kararın yayım tarihinden itibaren de soruşturmanın süreceği 9 ay boyunca belirlenen oranlarda vergi artışı yürürlükte olacak.
Karar ithalatçıları üzerken, Çin ve Pakistan gibi ülkeleri de kızdırdı. Kararı duyan Pakistan Baş-bakanı'nın tekstil danışmanı Dr. Mirza İkhtiar Baig, hükümetle temasa geçti. Baig, getirilen ek verginin kendilerini etkileyeceğini anlatarak, "Türkiye'ye yüklenmek üzere olan milyonlarca metrelik kumaş bundan etkilenecek" itirafında bulundu. Baig, Pakistan'ın Türkiye'ye denim ve ham kumaş ihraç eden başlıca ülkelerden biri olduğunu da belirterek, gümrük vergilerindeki artışın, Türkiye'nin ihracatını ciddi bir şekilde etkileyeceğini savundu.
Baig'in "Türkiye'nin ihracatı zarar görür" tezine Türkiye'den bazı hazır giyimciler de destek verdi. Kamuoyuna yapılan bazı açıklamalarda getirilen vergi artışının, ihracat düşüşü yanında aynı zamanda iç piyasada fiyatlara yüzde 20'lere varan oranda zam olarak yansıyacağı uyarıları da yer aldı.
DTM'nin kararını 'geç alınmış' olsa da 'motivasyonu artıracağı için' yerinde bulan yerli tekstil üreticileri ise memnuniyetle karşıladı. Söz konusu ithalat vergileri, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan yerli üreticilerin üst örgütlerince 1.5 yıl önce yapılan başvurular sonucunda ortaya çıktı. DTM'ye bir süre önce yerli üreticiler tarafından iki ayrı başvuru yapıldı. Kumaşla ilgili şikâyet başvurusunda, "İthal edilen dokuma kumaş yerli üretim maliyetlerinin (ürün tipine bağlı olarak) yaklaşık olarak yüzde 30 ile yüzde 70 oranında altında satılmakta olup mevcut halde ithal fiyatları yerli ürünlerin hiçbir şekilde rekabet edemeyeceği hale gelmiştir" denildi. Hazırgiyim ürünleriyle ilgili şikâyet başvurusunda ise şöyle denildi: "Sanayi geneline ilişkin üretim rakamlarıyla başvuru sahibi yerli üreticilerin verilerinde yer alan üretim, yurtiçi satış, stoklar ve istihdam gibi göstergelerde bozulmalar söz konusudur. Buna ek olarak, ithalatın iç piyasa payının artması sonucunda, tüketimin artmasına rağmen yurtiçi üretim ve satışların düşmesi, inceleme konusu dönemde başvuru konusu eşyanın yerli üretiminin ciddi zarara uğradığını göstermektedir. Öte yandan, bu zararın ilerleyen süreçte daha da artacağı yönünde açık göstergeler mevcuttur. Bu nedenle mevcut ithalatın aynı miktarlar ve fiyat düzeyleriyle devam etmesi halinde bu zarar çok daha ileri düzeylere taşınacaktır."
Bu başvurular üzerine DTM, şikâyete konu olan ve daha çok Çin, Bangladeş, Hindistan, Endonezya ve Vietnam gibi ülkelerden gelen ürünlerde vergileri artırarak, yerli üreticinin önündeki engeli geç de olsa kaldırmış oldu. DTM'nin kararını değerlendiren Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin, tebliği 'geç kalınmasına rağmen teşekkür edilecek' bir çalışma olarak nitelendirirken, "Sendikamızın Ankara oluşumunun çalışmasıydı bu. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ve Sayın Bakanımızın da çok büyük katkıları var. Çok geç kalmış bir karar ancak alınan bu karara herkesin bir teşekkür borcu var. Türkiye'nin ve Türk sanayicisinin menfaatine alınmış bir karar. Bu karar, evrak üzerinden para kazananlara set çekecek. Bu kararın tersine konuşmak çok yanlış bir harekettir, diye düşünüyorum. Yayınlanan bu tebliğ üretimin canlanması anlamına geliyor" dedi.
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İTKİB) Başkanı İsmail Gülle de kararı "Geç kalmış olmasına rağmen içerdeki firmalarımıza, fabrikalarımıza ve çalışanlarımıza hayat verecek bir uygulama. Bizim üreticiler olarak bu kararı desteklemememiz mümkün değil. Pek çok insan bu durumdan zarar görebilir ancak ihracat yapan firmalar bu karardan zarar görmez" şeklinde değerlendirdi. Gülle, "İthalatın ülkeye bir faydası yok, gelen vergiler bunun önüne geçecektir. Ben bu işin yapılması yönünde desteği olan birisiyim, çünkü yanımda 900 kişi çalıştırıyorum ve insan çalıştırmanın ne demek olduğunu iyi bilirim. Bu duruma karşı olanları da anlıyorum. Geçmişte de bu korumalar yapıldı. Özellikle iplik sektörü ipten alındı. İthalatla sahte bir cennet yaratıldı. İthalatçı arkadaşlarımızda bir kazanç kaybı olabilir. Fakat yerli üretim teşvik edilmeli" diye konuştu. Uygulanan vergilerin iddia edildiği gibi iç piyasadaki fiyatlarda çok büyük fark yaratmayacağını da söyleyen Gülle, "Şöyle düşünülmeli: Evet ben bu ülke için 1 dolar az kazanıyorum ama benim bu az kazandığım 1 dolar binlerce insanımızın iş bulmasına vesile olur. Bu, bir memleket meselesidir. Bu verginin, ülkeye bir faydası olacak diye bakmak lazım. Dikilmiş bir ağaç olarak bakmak lazım" dedi.
Sarar Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar da "Alınan kararı biz destekliyoruz. Çünkü Türk tekstilini öldürdük. İplik ve dokuma makineleri durdu. Bu kararın ihracatçıya dokunan bir tarafı yok. Fabrikalar ve sanayimiz yeniden çalışmaya başlayacak. Zaten ihracat amaçlı getirilen mallara gümrük uygulanmıyor. Bu sebeple ihracatçılarımız da etkilenmezler. Ben içtenlikle tebrik ediyorum. Biz de artık az kâr çok satış yapmaya çalışacağız" diye konuştu.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Başkanı Mehmet Balduk ise kumaş ve konfeksiyon sektörlerinde koruma önlemi alınmasına yönelik yoğun isteğin sonuç bulmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Hükümetin gelen soruşturma taleplerini dikkate aldığını belirten Balduk, sanayicinin üretmediği zaman dışa bağımlılığın devam edeceğini ve bunun da krizlere neden olacağını savundu. Balduk, Türkiye'nin önemli sektörlerinden biri olan kumaş ve konfeksiyonda başlatılan soruşturma kararının daha çok üretim ve daha çok istihdam yaratmak açısından ciddi bir motivasyon olduğunu vurguladı.
Tekstil Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Cüneyt Dizdar ise "DTM'nin açtığı soruşturma süresi içerisinde hem üretici hem de ithalatçıların görüşleri dinlenecek. Biz bu soruşturma neticesinde yerli üreticilerin korunmasına öncelik verileceğine inanıyoruz. Karar her yönüyle her iki sektör içinde büyük yararlar sağlayacak" dedi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin ise "Bu kararın hem artıları hem de eksileri var. İmalatçılar açısından iyi bir karar. Çünkü Uzakdoğu'dan gelen ürünler dolayısıyla Türkiye'de doğru düzgün imalatçı kalmadı. İthalata getirilen ek vergiyle imalatçılar açısından bir doluluk yaşanacak. Ancak diğer taraftan ithalatın kesilmesi, perakendede fiyatları artıracak. İnsanlar daha pahalıya mal alacaklar. Türkiye'de bulunan yabancı markalar da Bangladeş'te, Çin'de ürettirdikleri malları kendi ülkeleri üzerinden çevirip vergisiz bir şekilde Türkiye'ye sokacaklar. Türkler ise yurtdışından ithal ettikleri ürünler için yüzde 40 daha fazla vergi ödemiş olacaklar. Perakendeci de pahalıya mal satıyor olacak. Bu durum yarın başka mallar için de başımıza gelebilir. Yani gün gelir her şeye antidamping uygular hale geliriz" diye konuştu.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ise kumaş ve hazır giyim ithalatına yapılan vergi zammının sektöre büyük zarar vereceğini belirterek, "Hazır giyim olarak bu uygulamaya karşıyız. Sektör bu durumda çok fazla zarar görür. Piyasanın ivme kazandığı bir dönemde önüne engel konulması anlamsız. Uygulama geçmişte yapılmalıydı. Bunu şimdi yapmak sektöre çok kan kaybettirir. Tekstil ve konfeksiyon 8 milyar dolar dış ticaret fazlası veriyor. Bize gelene kadar çok alan var" dedi.
İTHALATIN FATURASI KABARIYOR
DTM antidamping vergisi getirmek için soruşturma açtığı Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Vietnam, Suriye, Pakistan ve Mısır gibi ülkelerden ithal edilen dokuma kumaş ve hazır giyim, hem miktar hem de dolar bazında sürekli artıyor. Endonezya'dan 2005'te gelen 120 milyon metre kumaşa 92 milyon dolar ödeyen Türkiye, 2010'da 227 milyon metre kumaşa 187 milyon dolar verdi. Çin Halk Cumhuriyetinden gelen kumaş 114 milyon metreden 211 milyon metreye çıkarken, ödenen para 137 milyon dolardan 248 milyon dolara yükseldi. Vietnam'dan alınan kumaş 5 yıl öncesine göre 1 milyon metreden 157 milyon metreye, değer olarak da 1 milyon dolardan 70 milyon dolara ulaştı. 2005 yılının tamamında 903 milyon dolarlık 834 milyon metre kumaş ithal eden Türkiye, 2010 yılına gelindiğinde 1 milyar 126 milyon metre kumaşa 1 milyar 118 milyon dolar ödedi. Hazır giyim ve konfeksiyon ithalatına bakıldığında ise 2005 yılında tüm ithal hazır giyim miktarı 60.7 milyon adet ve ödemeler 576.5 milyon dolar iken, 2010'da 214.9 milyon adetlik ithalata karşılık 1 milyar 964.5 milyon dolar ödendi.
DTM'NİN EK VERGİ KARARLARI
HAZIR GİYİM: DTM'nin hazır giyim ithalatında yüzde 40'a varan oranlarda ek vergi uygulanmasını öngören ve nihai karar Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra uygulanacak olan tebliği şöyle: Yerli üretici tarafından, 61.01, 61.02, 61.03, 61.04, 61.05, 61.06, 61.07, 61.08, 61.09, 61.10, 61.12, 62.01, 62.02, 62.03, 62.04, 62.05, 62.06, 62.07, 62.08 ve 62.11 gümrük tarife pozisyonlu hazır giyim eşyasının ithalatında son yıllarda artış olduğu ve yerli üretimin bu ithalattan ciddi zarar gördüğü ve ciddi zarar tehdidine maruz kaldığı belirtilerek, soruşturma açılması ve geçici önlem alınması için gerekli şartların oluştuğu tespit edildi. Kurul, korunma önlemi soruşturması açılmasına, hazır giyim ithalatında geçici önlem uygulanmasına, geçici korunma önleminin gümrük vergisinde artış şeklinde uygulanmasına, gümrük vergisi artışının 'Diğer Ülkeler'de (DÜ) belirlenen gümrük vergisi oranlarına ilave yüzde 40 oranında, 'Gelişme Yolundaki Ülkeler'de (GYÜ) belirlenen oranlara ilave yüzde 37, 'En Az Gelişmiş Ülkeler'de (EAGÜ) belirlenen ve 'Özel Teşvik Düzenlemelerinden Yararlanacak Ülkeler'de (ÖTDÜ) belirlenen oranlara ilave yüzde 27 oranında belirlenmesine karar verdi. Kurul ayrıca, ilave gümrük vergisinin 'Diğer Ülkeler' için maksimum 20 dolar/kg, minimum 5.5 dolar/kg, 'Gelişme Yolundaki Ülkeler' için maksimum 18 dolar/kg, minimum 4.5 dolar/kg, EAGÜ ve ÖTDÜ için maksimum 16 dolar/kg, minimum 3.5 dolar/kg şeklinde ve her halükarda 474 No'lu Gümrük Giriş Cetveli Hakkında Kanun'da başvuru konusu eşya için gösterilen vergi hadlerinin yüzde 50 fazlasını aşmayacak şekilde sınırlandırılmasına ve geçici önlemin istihsali hususunda Bakanlar Kurulu'na öneride bulunulmasına karar verdi. İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek soruşturmalar 9 ay içinde tamamlanacak, gerekli hallerde olursa bu süre 2 ay daha uzatılabilecek.
KUMAŞ: DTM'nin kumaş ithalatçılarını ilgilendiren ve yüzde 30'a kadar ek vergi öngören kararı ise şöyle: Yerli üreticiler tarafından 11, 51.12, 52.08, 52.09, 52.10, 52.11, 54.07, 54.08, 55.12, 55.13, 55.14, 55.15 ve 55.16 gümrük tarife pozisyonlu dokuma kumaşların ithalatında son yıllarda artış olduğu ve yerli üretimin bu ithalattan ciddi zarar gördüğü ve ciddi zarar tehdidine maruz kaldığı belirtilerek, Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü'ne başvuruda bulunması sonucu yapılan ön incelemede yıllar itibariyle ithalatın seyri ve yerli sanayinin ekonomik göstergeleri incelenmiş olup soruşturma açılması ve geçici önlem alınması için gerekli şartların oluştuğu belirlendi. Korunma önlemi soruşturması açılmasına, söz konusu ürünlerin ithalatında geçici önlem uygulanmasına, geçici korunma önleminin gümrük vergisinde artış şeklinde uygulanmasına karar verildi. Ayrıca bu kapsamda, gümrük vergisi artışının 'Diğer Ülkeler'de (DÜ) gümrük vergisi oranlarına ilave yüzde 30 oranında, 'Gelişme Yolundaki Ülkeler'de (GYÜ) belirlenen oranlara ilave yüzde 28 oranında, 'En Az Gelişmiş Ülkeler' (EAGÜ) ve 'Özel Teşvik Düzenlemelerinden Yararlanacak Ülkeler'de (ÖTDÜ) belirlenen oranlara ilave yüzde 21 oranında belirlenmesine, ilave gümrük vergisinin DÜ için maksimum 4.25 dolar/kg, minimum 1.25 dolar/kg, GYÜ için maksimum 4 dolar/kg, minimum 1 dolar/kg, EAGÜ ve ÖTDÜ için maksimum 3.75 dolar/kg, minimum 0.75 dolar/kg şeklinde ve her halükarda 474 No'lu Gümrük Giriş Cetveli Hakkında Kanun'da başvuru konusu eşya için gösterilen vergi hadlerinin yüzde 50 fazlasını aşmayacak şekilde sınırlandırılmasına ve geçici önlemin istihsali hususunda Bakanlar Kurulu'na öneride bulunulmasına karar verdi.
DTM: NİHAİ KARAR VERİLMEDİ
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) İthalat Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bekir Aslaner, sanayicilerin yayınlanan tebliği nihai kararmış gibi algılamamaları gerektiğini söyledi. Tebliğin yerli sanayicilerin müsteşarlığa yapmış oldukları başvuruların ön değerlendirme sonucunda yayınlandığını söyleyen Aslaner, şu bilgileri verdi: "Bu tebliğin Resmi Gazete'de yayınlanması, Bakanlar Kurulu'na gitmeden önce herkesin konuyla ilgili haberdar olması anlamına gelmektedir. Bu tebliğ, nihai bir karar değildir. Tebliğ hakkında görüşlerinin belirtilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması için 13 Şubat'a kadar süre var. Bu süreç içerisinde ilgili tüm kesimlerden görüş alınacak ve değerlendirmeler yapılacak. Daha sonra bir sonuç raporu hazırlanacak. Bu raporun da yine değerlendirme süreci olacak."
DTM'NİN KARARI İHRACATÇIYI ETKİLEMEZ
• DTM'nin getirdiği bu mütekabiliyet esasına dayalı korunma tedbirleri uygulaması kapsamında, iddiaların aksine, yerli üreticilerimiz ek vergiye tabi üçüncü ülkelerden ihraç kaydı ile getirecekleri tüm tekstil ürünlerini bu ek vergileri ödemeden AB ve/veya diğer ülkelere ihracatını yapabilecekler ve ihracatımız hiçbir şekilde olumsuz etkilenmeyecek.
• Özellikle ihracata çalışan üretici/ ihracatçı firmalar üçüncü ülkelerden getirecekleri ithal tekstil hammaddelerini ihraç kaydı ile yasal yollar ile getirmeleri halinde bir ek vergiye tabi olmayacak ve herhangi bir zarar görmeleri de söz konusu olmayacak. Bu üretici/ihracatçı firmalarda yine isterler ise herhangi bir ek gümrük vergisine tabi olmadan yerli üreticilerden de ihraç kayıtlı şartlar ile tüm vergilerden muaf tekstil hammaddelerini alabilecek. Bu konuda 'Dahilde İşleme Rejimi', 'İhraç Kayıtlı Geçici İthal', 'İhraç Kayıtlı Yurtiçi Teslimat' kararnameleri, yönetmelikleri ve uygulamalarında açıklık mevcut.
• Bakanlar Kurulu'nda tebliğlerle ilgili imzaların tamamlanmasına müteakip, DTM nihai vergi oranını maksimum 9-11 aylık bir süre içinde belirleyecek. Bu soruşturma süreci kapsamında, haksız ithalat olmadığını ve bu uygulama ile ciddi zarara uğrayacağını iddia eden ithalatçı/ihracatçı şirketler istedikleri takdirde gerekçeleri ve belgeleri ile başvurularını DTM'ye yapabilirler ve bu soruşturmaya da taraf olabilecekler. Bu takdirde de yerli üretici firmaların da yaptığı gibi ithalatçı/ihracatçı şirketler de kayıt ve belgelerini ve resmi mali defterlerini de DTM yetkililerine sunmak ve iddia ettikleri gibi haksız ithalatın yapılmadığını ve yerli üreticilere zarar vermediğinin tespitini kanıtlamakla mükellef olurlar.
İTHALATA EK VERGİ NELER GETİRECEK?
• Milli ekonomik çıkarlarımız öncelikle gözetilerek, hızla büyüyen tekstil ve hazır giyim iç pazarımız artık AB dışındaki üçüncü ülkeler için tek taraflı açık bir pazar olmayacaktır.
• Tekstil ve hazır giyim sektörümüzün yurtiçi ve yurtdışı pazarlarında sürdürülebilir rekabeti için son derece önemli olan modern ve entegre üretim altyapısı ve tedarik zinciri (Elyaf, İplik, Kumaş, Konfeksiyon) gözetilmiş olacak.
• Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ihraç kayıtlı yapılacak ithalata herhangi bir vergi söz konusu olmadığından, yanıltıcı iddiaların tam aksine, ihracatımıza da herhangi bir olumsuz etkisi olmayacaktır.
• Belirli bir kesimin iddia ettiğinin aksine Türkiye mevcut kurulu kapasite ile olası talep artışını rahatlıkla karşılayacak niteliktedir. Alınan önlemlerle tekstilde toplam 1.2 milyar dolarlık, konfeksiyonda ise toplam 2 milyar dolarlık bir ithalata ek vergi getirilmesi söz konusudur. Vergi artışı bu ithalatı tamamen engellemeyecek, kısmen azaltarak, bir kısmının iç piyasada üretilmesine sebep olacak. Resmi istatistiklere göre 2010 yılında takribi yüzde 70-75 kapasite ile çalışmakta olan tekstil ve konfeksiyon işletmeleri, bu dönemde 21 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir. Herhangi bir makro yatırım gerekmeden sadece iyileştirme, yenileme ve verimlilik artışları ile mevcut işletmelerin 30 Milyar dolarlık ihracat rakamlarına ulaşması rahatlıkla mümkün olacaktır, sektörler üretim taleplerini karşılayabilecek kapasiteye sahiptir, ayrıca kararla ülkemizin en önemli sorunu olan işsizlik, sağlanacak istihdam artışı oranında azalacaktır.
• Haksız rekabet ve farklı devlet sübvansiyonları ertesinde Türkiye dışına gitmek zorunda kalan Türk tekstil ve konfeksiyon yatırımcılarına yenileri eklenmeyecek, hatta söz konusu bu yatırımların yeniden Türkiye'ye dönmesi söz konusu olabilecek.
• 3 yıl önce DTM'nin haksız iplik ithalatına karşı aldığı koruma tedbirleri Türkiye'deki mevcut iplik tesislerinin verimli çalışmasını sağladığı gibi, iplik alt sektöründe yeni yatırımlara, üretim ve istihdam artışına da katkı yaptı. Bu tedbirler ile de kumaş ve konfeksiyon üretiminde önemli istihdam ve üretim artışı çok kısa zamanda görülecek.
• Özellikle Hindistan tarafından önce pamuk ardından da pamuk ipliği ihracatına getirilen yasaklama, iplik için DTM'nin aldığı korunma tedbirlerinin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha gösterdi.
• İthalata getirilecek ek vergi sonrası perakende ürünlerin tüketici satış fiyatlarında da iddia edildiği üzere yüzde 40 bir artış kesinlikle söz konusu olmayacak. Nitekim kumaşta yüzde 30'luk, konfeksiyonda ise yüzde 40'lık bir vergi artışını öngören tebliğ kapsamında, DTM ek gümrük vergilerinde maksimum vergi tutarlarını USD/Kg olarak da belirledi. Bu maksimum vergi kriterlerine göre de; ithalatın nihai konfeksiyon ürünü olarak yapılması durumunda ortalama kalitede bir üründe, ürününe göre yüzde 1 ila yüzde 10 aralığında, ithal dokuma kumaş ile yerli konfeksiyon üretimi yapılması durumunda ise yüzde 0.2 ile yüzde 2.4 aralığında bir fiyat artışı söz konusu olacak. Özellikle perakende tüketici birim satış fiyatlarının ithal birim fiyatların 3 ila 5 katı seviyelerinde belirlendiği de göz önüne alındığında, yanıltıcı beyan ve iddiaların aksine, tüketici fiyatlarında da önemli bir artış olmayacak.
Kaynak:Tekstil İşveren