‘MHP’de Kürt düşmanlığı yok’ Bursa Haber Gündem Buluşmaları’nın bu haftaki konuğu olan MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir, MHP’nin milliyetçilik anlayışının kamuoyuna iyi anlatılması gerektiğini söyleyerek, “Millet olmak sosyolojik bir şey, biyolojik değil” ifadelerini kullandı.
Sedat DURGUT Bursa Haber Gazetesi’nin düzenlediği ve geleneksel hale gelen Gündem Buluşmaları’nın bu haftaki konuğu MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir oldu. Mudanya yolundaki Kahve Beyaz Restoran’da gerçekleşen buluşma, Bursa Haber Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Dizdar’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. Bursa Haber Medya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Levent Dizdar, Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Çavuşoğlu ile Bursa Haber Gazetesi yöneticileri ve köşe yazarlarının da bulunduğu toplantıda, insanların birlikte yaşama ihtiyacı var olduğundan beri bazı temel sorunların varlığına değinen ve bunların çözümlenmek zorunda olduğunu anlatan MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir şöyle devam etti: “Birlikte yaşarken insanların karşılaştıkları problemlerin çözümü, birbirlerine sunacağı kuralların kaynağı millettir. Milletin de bu kuralı koyma biçimi usulle belirlenmiştir. Başta anayasa olmak üzere bir çerçeve vardır. Birlikte yaşamanın gerçekleştiği yerlerde çözülmesi gereken bazı sorunlar vardır. Birincisi; fiziki ihtiyaçların karşılanması, giyineceğiz, yemek yiyeceğiz, bazı ihtiyaçlarımızı karşılayacağız yani refahın artması. Bunun için hem ekonominin büyümesi hem de gelir bölüşümüne rızanın bir şekilde tesis edilmesi lazım. İkincisi; yarın kalktığımızda belli kuralların işlediğini görmemiz lazım. Üçüncüsü demokrasi. Demokrasi demos ve krasi olmak üzere iki kelimden oluşuyor. Krasi güç demek. Demos da müşterek biz duygusu olan topluluk demek. Kimlik, aidiyet, duygusunun adresi olan sosyolojik bir oluşum ise millettir. Toplumsal hayatta hepimiz ilgilendiren kararların temelinde demokrasi yatar. 80’li yıllardan itibaren hızlanan gelişmelerle birlikte ekonomik büyüme ve hukuk devletinin sağlanmasında milli devletlerin başarılı olmadığını görüyoruz. 10 sene önce içişlerine müdahale sayılabilecek birçok alan artık içişlerine müdahale olarak görülmüyor. Diğer iki hususta da milli devlet dışında çözüm bulunamıyor. Avrupa Birliği’nde bile aidiyet duygusu ve demokrasi, kararların meşruiyeti konusunda bir arpa yol ilerlemiş değil. Avrupa Parlamentosu’na olan katılım oranı yüzde 25 dolaylarında iken milli parlamentolarda yüzde 60-70’ler civarında.”
‘BU SİYASET TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ TIKADI’
“Bu ortama Türkiye müşterek biz duygusunu tesis etmeden giriyor ve bizim vatandaşlarda da işin demos kısmı tesis edilmediği için takılıp kalıyoruz” diyen Koçdemir, “Bugün Marksist düşünceye göre DNA, genetik, kendini tarif etme, bilinç insanın fark ettiği ilk şeydir. Sınıf bilincinden asırlarca önceki bir dönem aittir. Ama bugün kendisini kanla referans olarak tarif eden bölücü harekete hoşgörüyle bakılabiliyor. Bunun bir hak olduğu söylenebiliyor. Benzer şeyler sahada da var. Semboller üzerinden, ‘alnı secdeye giden insanlar’, ‘içki içmiyor’ gibi şeylerle siyaset yapılıyor. Bu siyaset bugün için Türkiye’nin önünü tıkamış vaziyette” ifadelerini kullandı.
SURİYE POLİTİKASI
Dış politikaya bakıldığında yakın dönemde Amerika’nın Rusya ile Hitlere karşı birlikte hareket ettiğini belirten Vekil Koçdemir, “İkinci defa Türkiye’ye veya Türkiye’yi yönetenlere karşı birlikte hareket ediyor. Dış politikanın geldiği nokta bu. Suriye’de ciddi değişim var. Türkiye orada söz sahibi olmasın diye Güneydoğu’da yaşanan olayların ulaşması istenilen amaç Türkiye’yi oyalamak ve Suriye ile ilgili çözümde Türkiye’nin zafiyete düşmesi” diye konuştu.
EKONOMİDE AŞIRI ÖZGÜVEN
Şu anki muktedirlerde ekonomi konusunda aşırı bir özgüvenin var olduğunu söyleyen Koçdemir, “Kalkamaz dedikleri her şeyden oylarını yükselterek kalkmanın verdiği bir cesaret var. Geçmişe baktıklarında haklılar ama geriye doğru baktığımızda sistem bu afrayı tafrayı affetmiyor” dedi ve şöyle devam etti: “Esas problem kamplaşma. Meclis çalışmalarında bunu görüyoruz. Demokratik karar alma sürecinde meclisin herhangi bir fonksiyonu yok. TBMM neyi tartışacağını belirleyemiyor. Halbuki demokratik süreç birkaç aşmadan oluşur. Önce gündem belirlenir. Yani Meclisin neyi tartışacağı. Bunda parti gruplarının ve meclisin bir dahli yok. Bu olmayınca bundan sonraki safha İfade oluşturma, karşılıklı etkileşim oluşacak bir tartışma ortamı oluşturulamıyor. Ondan sonra karar alma safhası var. O da yine Meclisin dışında oluyor. Türkiye uzun vadede bunu taşıyamaz.”
KANUNLARIN ETKİ ANALİZİ YAPILAMIYOR
Kanunların etki analizlerinin yapılamadığından yakınan Bursa Milletvekili şunları aktardı: “Böyle bir ortamda Bursa’nın menfaatlerini korumak da mümkün değil. Çünkü tutarlı ve bütüncül bir etkisi bile araştırılmıyor. Yapılan değişikliklerin Bursa’ya etkisini herhangi birinin araştırmasını beklemeye hakkımız yok. Biz milletvekilleri olarak alınan kararlardan Bursa’nın olumsuz etkilenmemesini sağlayacağız ve gündem oluşturmaya çaba göstereceğiz. Benim üzerinde çalıştığım şeyler var. Bunlardan bir tanesi, Devlet Planlama Teşkilatı(DPT) kurulurken esasında böyle bir sistem öngörülmüştü ama DPT o zaman bunu yapmadı. 5 yıllık kalkınma planları gibi arazi kullanım planları var. 5 yılda bir revize ediliyor. İl çevre düzenleme planları bu arazi kullanım planının çerçevesi içerisinde kalmak kaydıyla yapılıyor. Bir plan hiyerarşisi ve ahenkli bir arazi kullanımı öngörülüyor. Bunu Bursa için İzmir Otobanı, İstanbul’daki sanayi tesislerinin yer arayışı, nüfus artışı, tarım alanlarının bölünmesi gibi alanlar için çalışılması gerekiyor.”
GELİŞMİŞLİK SEVİYELERİ FARKI
“Bursa için çalıştığımız ikinci husus; Teşvik mevzuatlarında gelişmişlik düzeyleri arasındaki farklılıkların giderilmesine yönelik çalışmalar” diyen Koçdemir, “Gemlik DPT’nin sosyo-ekonomik kalkınmışlık sıralamasında Türkiye’de 46. ilçe. Büyükorhan ise 717. sırada. Aynı ilde bu kadar farklılık var. Bu da sağlıksız bir iskana yol açıyor. Bunu gidermek için teşvik mevzuatının ilçe bazında yapılmasıyla biz bunun işe yaramadığını gördük. Bir diğer husus 3 erk denilen yasama, yürütme, yargı. Artık günümüzde 4 erkten bahsediliyor o da basın. Ama dördüncü erk henüz bir anayasal bağımsızlığını koruyacak bir duruma kavuşturulamadı. Bu sadece bizim değil tüm dünyanın sorunu ve bunlarda seçmen tercihlerini etkiliyor. Basına ciddi müdahaleler var. Finansmanda ciddi kural dışı yöntemler var. Bu da tercihlerin doğru yapılmasına engel oluyor” ifadelerini kullandı. Anayasa uzlaşma komisyonuna seçildiğini paylaşan Kadir Koçdemir, “Biz bu zamana kadar ki birikimimizle değişik kesimlerin taleplerini ve dünyadaki uygulamaları katarak sağlam, tutarlı ve 2016 dünyasında sağlam bir zemine oturması için çalışacağım. Eğer buradan bir sonuç çıkarsa tarihe geçeceğimiz bir olay olur” dedi.
‘MİLLET OLMAK SOSYOLOJİK, BİYOLOJİK DEĞİL’
MHP’nin milliyetçilik anlayışının dışarıda iyi anlatılması gerektiğini söyleyen Koçdemir, “Millet olmak sosyolojik bir şey, biyolojik değil. Bugün PKK’da bir Türk düşmanlığı yok. Karşılık bulamayacağı için belki de. Ona karşı olan MHP’de de Kürt düşmanlığı yok” ifadelerini kullandı.
‘OLAĞAN KONGRE BAŞLADI’
Devlet Bahçeli’nin olağanüstü kongre için 3 adayın imza toplamasını ve bunun Bahçeli tarafından kabul edilmemesini değerlendiren Vekil Koçdemir şöyle konuştu; “Benzer durum CHP’de de yaşandı. Katılırsınız ya da katılmazsınız o ayrı. Bir hukuki karşılığı var bunun o da şu ‘Olağan kongrenin başlamış olması.’ Siyasi partiler kanununda böyle bir teamül var. Şekil bakımından bunun bir dayanağı var. Eğer mahkemeye verildiğinde ‘olağan kongre yapılsın’ denirse parti içinden 4 kişi görevlendiriliyor. Onlar toplantıya çağırma, divan oluşturma gibi organizasyonları kendileri yürütüyorlar.”
BAŞARISIZ MUHALEFET
AK Parti’nin karşısında başarısız bir profil çizen muhalefet partilerinin bu durumu nasıl aşacaklarına da değinen Bursa Milletvekili, “Oy oranlarını dikkate aldığımızda başarısız olduğumuz belli. Burada iki husus var. Bir AK Parti nasıl başarılı olduysa bizim de öyle yapmamız gerekmiyor. O zaman bizim ayrı bir parti olmamızın bir anlamı yok. Siyasi partilerin belli bir dünya görüşleri vardır. Bunları hayata geçirmeyi ya da karar alma sürecini etkilemek için kurulurlar. İkincisi, Türkiye’de iktidar değişiminde sadece iktidar partisinin başarısı var diyemeyiz. 2002 seçimlerinde AK Parti dışı faktörler daha etkiliydi. Bunlar olmasa AK Parti bu kadar başarılı olamazdı. Zaten Türk demokrasi tarihine bakarsanız iktidar değişimlerinde dışsal faktörlerin daha etkili olduğunu görürsünüz. Maalesef Türkiye siyasetinde talih ve baht da belirleyici oluyor. Ama biz de yani yasama döneminde hava muhalefeti gibi muhalefet yapacağız” diye konuştu.
GELİR DAĞILIMINDA ADALET
Ekonomide bölgesel entegrasyona gidiş olduğunu belirten Koçdemir, “Üretim tarafı da pazar tarafı da milli devlette sınırlandırılamıyor. Bugün otomobillerde 36 ayrı ülkeden parça kullanılıyor. O yüzden bugün ‘yüzde yüz yerli otomobil’ absürt bir şeydir. Otomobil üretiminin devi Almanya’nın bile bu manada ‘yerli otomobili’ yok, böyle bir çabaları da. Türkiye özelinde baktığımızda milleti; büyük ve onurlu bir aile olarak görüyoruz. Ekonominin arz, talep, piyasa şartlarına terk edilemeyeceğini söyledik. Çünkü burayı vatan yaparken kan vergisi, ter vergisi ödendiğini aktardık. Bu yüzden gelir dağılımında adalete önem veriyoruz ve milli gelirin yüzde 10’unun her vatandaşa garanti edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hizmetler sektörünün milli gelir içerisinde payı gittikçe artıyor. Ama hizmetler sektörünün de ayakları yere basan üretim, imalat tabanı olmadan sadece afaki olarak var olacağını da kabul ediyoruz” dedi.
‘EKONOMİDE ÖNGÖRÜLEBİLİR ORTAM YOK’
Türkiye’nin ekonomide en büyük eksikliğinin öngörülebilir ortam olduğunu dile getiren Koçdemir, “Yani yatırımcı uzun vadeli plan yapamıyor ya da yaptığı plan tutmuyor. Yatırımcıya hesaplanabilir bir ortam tesis etmeyi düşünüyoruz. Bursa’nın da katma değeri yüksek hizmetler sektörüne yoğunlaşmasını hedefliyoruz. Tekstilde bugün bir ürüne verilen 100 liranın 70 lirası hizmetler sektörü ile ilgili kısma gitmekte. Yani marka, tasarım, moda gibi alanlara gidiyor. Bursa bu açıdan elverişli bir il. Bugün Bursa’da Balkanlardan, Kafkaslardan birçok insan var. Bu insanların üretim açısına bakışı çok farklı. Bu da Bursa’yı zenginleştiriyor” ifadelerini kullandı.
ENGELLİLERE İL YÖNETİMİ KONTENJANI
MHP Genel Merkezi’nde engelliler koordinasyon birimi olmasına rağmen il başkanlığında engellilerle ilgili herhangi bir birimin olmamasını kendi eksiklikleri olarak nitelendiren Koçdemir, engellilerin ulaşımını sağlayacak, yönetimde kontenjan gibi il yönetiminde de engellilerin yer alması gereken bir yapıya gitmeleri gerektiğini dile getirdi. MHP olarak medya alanında da başarılı olmadıklarının söyleyen Bursa Milletvekili, mevcut kanal sayısının artmasının değil nitelikli yayınlarla kanalların daha çekici hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
‘DEVLET İNTİKAM ALMAZ, HUKUKU UYGULAR’
Paralel yapı konusuna da değinen Vekil Koçdemir söyle konuştu; “Paralel yapıya gelince bunların suç işleyenleri, görevi kötüye kullananları var. Bu insanlara kan davası mantığıyla gidilmemeli. Devlet intikam almaz. Devlet hukuku uygular. Bugünkü aldıkları cezalardan daha fazlasını hak edenler vardır içlerinde ama tamamen iyi niyetli olanlar da var.”