Bursa, İhracatta Devleşiyor
19.04.2013
Bursa'da faaliyet gösteren 8 bin işletme ile kentteki toplam katma değerin yüzde 25 ten fazlasını yaratan tekstil sektörü, tarihten gelen gücünü korumaya devam ediyor. 2010 yılı rakamlarına göre 74 bin kişinin istihdam edildiği sektör, OSB'lerde sektörlere göre dağılımda yüzde 17.6'lık payıyla da ilk sırada bulunuyor.
 
Yarattığı istihdam ve ihracattaki önemli yeriyle tekstil, Bursa'da tarihle birlikte şekillendi. Bursa'nın, Bizans ve sonrasında Osmanlı dönemlerinde ipek ipliği üretimine dayalı ekonomik kimliği, 19. yüzyılın sonlarına kadar sürdü; tekstil de en önemli sanayi kolu olma özelliğini korudu. Bugün üretilen katma değerli ürünler ve önemli ihracat rakamlarının yakalanmasında şüphesiz Osmanlı döneminde üretilen doğal ipeğin yurtdışına satılmasıyla gelişen ticaret kültürünün payı vardır.
Bursa, 2001 yılında sektörün aldığı ağır darbeye kadar tekstilde en önemli üretim merkezlerinden biri olma özelliğini sürdürdü. Kentte özellikle ev tekstili ve bayan giyimde son yıllarda artan ihracatla toparlanma görülse de, 2008 yılında yaşanan krizle yeniden kısa süreli durgunluk yaşandı. Küresel krizin ağırlıklı olarak AB ülkelerini etkilemesi, üreticileri ihracatta farklı pazarlara yönlendirdi.
Tekstil sektörü, yapısal bakımdan Bursa'da ihracatın omurgası niteliği taşıyor. Özellikle suni ve sentetik dokuma üretimi, Bursa'da toplam üretimin, ihracatın ve istihdamın en büyük bölümünü oluşturmaktadır. Bursa'da toplam katma değerin yüzde 25'ten fazlası bu sektörde yaratılmakta. Türkiye'de kurulu 11 adet sentetik iplik fabrikasının 8'i Bursa'da bulunuyor. Sentetik iplik üretim kapasitesi itibariyle Bursa, Türkiye'nin toplam kapasitesi içinde önemli bir paya sahip. Bursa dünyada bu kadar sayıda iplik fabrikasının bir arada bulunduğu ender bölgelerden biri konumunda. Bursa'da dokumacılıkla birlikte, çeşitli pamuk ipliği, naylon iplik, polyester iplik, yün ipliği, dikiş ve nakış ipliği gibi, başta dokuma sanayisi olmak üzere, çeşitli sektörlerde kullanılan iplikler üretiliyor. Kentte bugün tekstil ve hazır giyim sektöründe hizmet veren yaklaşık 8 bin işletme bulunmakta. Bu işletmelerin bazıları küresel ölçekteki firmalara üretim yaparken, bazıları da kendi markalarıyla ihracat gerçekleştiriyor. 2010 yılı sonu rakamlarına göre 74 bin kişinin istihdam edildiği sektör, OSB'lerde sektörlere göre dağılımda yüzde 17.6'lık payıyla da ilk sırada bulunuyor.
Bursa'da mart ayında Uludağ İhracatçılar Bir-liği'nin açıkladığı rakamlara göre yıllık bazda en fazla artışı yaşayan sektör de tekstil oldu. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği'nin (UTİB) mart ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23'lük artış göstererek 96 milyon 391 bin 809 dolar oldu. Bursa'dan tekstil ihracatı ocak ayında yüzde 17, şubat ayında ise yüzde 22 artmıştı. Böylece tekstilde ilk 3 aydaki ihracat artış oranı yüzde 20 olurken ihracat da 270 milyon 23 bin dolara ulaştı. Bursa'dan son 1 yıldaki tekstil ihracatındaki artış ise yüzde 12 oldu. Yıllık bazda yapılan tekstil ihracatı ise 979 milyon 422 bin 117 dolara yükseldi. Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin (UHKİB) mart ayı ihracatı da, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17'lik bir artış kaydetti. Martta hazır giyim ihracatı 46 milyon dolar olurken, yılın ilk 3 ayında yapılan ihracat da yüzde 16 artışla 134 milyon 644 bin dolara ulaştı. UHKİB'in yıllık ihracatı ise yüzde 9 artışla 513 milyon 840 bin dolar oldu.
Ülke için bu denli önemli olan sektörde sıkıntılar sürüyor, alınan önlemler ise yetersiz kalıyor. Düşük enflasyon için belirlenen değerli Türk Lirası politikası, ihracat ağırlıklı hizmet veren sektörün en büyük sıkıntısı. Emek yoğun sektörde işçi maliyetlerinde vergilerden kaynaklanan yük ve enerji maliyetlerinin fazla olması da sektörü zorluyor. Bunun yanında üretim yapan firmaların perakendeye hitap edememesi ve marka yaratamaması da sektörün büyümesi önünde ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bunlara rağmen sektörde hizmet veren firmalar artan ürün kaliteleri ve kuşak atlayan sanayi kültürleriyle hizmet vermeye devam ediyor.
 
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya İTALYA'NIN BELİRLEYİCİ GÜCÜNE GÖZ DİKTİK "2008'in son çeyreğinde başlayan ve 2009'da etkileri yoğun olarak hissedilen küresel krizin ardından, 2010 yılı, ihracat rakamlarımızda bir önceki yıla göre artışın olduğu, ihracatın ivme kazandığı bir yıl olmuştur. 2011 başı itibarıyla da tekstil ve hazır giyim ihracatımız (yüzde 33 ve yüzde 15) çok önemli bir yükseliş yakalamıştır. Hedefimiz bu ivmeyi artırarak devam ettirmektir. Tekstil ve hazır giyimde İtalya'nın, Avrupa ve Akdeniz bölgesindeki belirleyici gücüne göz dikmiş durumdayız. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörlerinde komşu ve çevre ülke pazarlarını domine eden bir konuma yükseliyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü olarak, çözüm bulması gereken sorunlar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri, geçmişten günümüze sarkan sorunlardan dolayı her kesimin mutabık olduğu üretime ve ihracata dayalı büyüme modelinin tam olarak uygulanamaması, istihdam üzerindeki vergilerin, enerji fiyatlarının yüksekliği. Bu konuda, hükümetten en büyük maliyet girdilerimizden olan elektrik, doğalgaz, SSK primleri gibi konularda sanayiciyi destekleyen politikalar üretmesini bekliyoruz. Ar-Ge desteklerinden tekstil ve konfeksiyon sektörünün daha fazla yararlanması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını beklemekteyiz. Dış ticaret alanında, fikri mülkiyet hakları ihlallerinin önüne geçecek denetim mekanizmalarının daha efektif işletilmesini beklemekteyiz."
 
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay 2011'DE 130 MİLYAR DOLARI AŞARIZ
"2010 yılında Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak yaklaşık 1 milyar dolar, Türkiye genelinde de 6.5 milyar dolar tekstil ihracatı yaptık. 2011 yılında ise birlik olarak 1.1 milyar doları, ülke olarak 7 milyar doları geçeceğimizi tahmin ediyoruz. 2009 yılında yüzde 11 gerileyen dünya dış ticareti, ülkelerin veri açıklamaları devam ettikçe görülüyor ki 2010 yılında ortalama yüzde 20 civarı artış kaydedecek ve ayrıca öngörülere göre 2011 yılında da yüzde 7 oranında artış devam edecek. Bugüne kadar 41 ülke resmi kanaldan 2010 yılı toplam ihracat verisini beyan etti. Diğer ülkelerin istatistikleri de gelmeye devam ediyor. 2010 yılında açıklanan söz konusu verilere baktığımızda yüzde 30 ve üzeri ihracat artışı kaydeden ülkelerin Çin, Japonya, Tayvan, Avustralya, Tayland, Brezilya ve Kore olduklarını görüyoruz. Yani yükselen ekonomiler bir kez daha kendilerini ispat etmiş durumda. Bu bağlamda ekonomide istikrar ve sıfır sorun, sınırsız ticaret politikası ile ülke olarak 2011 yılında yine 130 milyar dolar barajını aşacağımızı tahmin ediyoruz. Biz tekstil ihracatçıları olarak aslında bütün bu olumsuz koşullar karşısında kendimizi koruyacak önemli bir başarı sağladık. O da pazar çeşitlendirmesidir. Tekstil sektörümüzde komşu ve çevre ülkeler stratejisi doğrultusunda pazar çeşitlendirmesi büyük ölçüde sağlanmıştır. Türkiye'nin 2010 yılı tekstil ihracatında ilk 5 ülke sırasıyla Rusya, İtalya, Almanya, Romanya ve Polonya oldu."
 
İpek üretiminden tekstilde marka yolculuğuna
Bursa'da 20. yüzyılın başlarında ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında, ilk makineli ipek ipliği ve dokuma fabrikaları kuruldu. Cumhuriyetin ilanından sonra Bursa'nın ekonomik yapısında önemli gelişmeler kaydedilmeye başlandı. 1935'te temeli atılan Merinos Yünlü Fabrikası ile Suni İpek Fabrikası 1938'de üretime geçti. Merinos Fabrikası, Bursa'nın dokuma sanayisinin merkezi olmasının yolunu açtı. Aynı yıllarda doğal ipek tüketimine destek olmak üzere kurulan Gemlik Suni İpek Fabrikası da Bursa ekonomisinde önemli bir etkinliğe sahip oldu. 1924 yılında flatür fabrikalarında 1.500 işçi çalışmaktaydı. İşçilerin yüzde 48'i yabancıların işletmelerinde, yüzde 28'i azınlıkların, yüzde 24'ü de Türk sanayicilerin fabrikalarında istihdam ediliyordu. 1933 yılında Sümerbank tarafından kurulacak fabrikaların ikisinin adresi Bursa'ydı. Tekstil sektörü yapısal bakımdan Bursa'da ihracatın omurgasını oluşturuyor. Köklü sanayi kültürüyle tekstilde marka kent olma özelliğini koruyan Bursa, bugün tekstil ve hazır giyimde 9 serbest bölgeyle 112 ülke ve özerk bölgeye ihracat yapan bir kent durumunda.
Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Asya yeni pazarlar
Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründeki ihracat 2010 yılında artış kaydedince gözler yeniden Bursa'ya çevrildi. Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya, 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8 artışla 18.5 milyar dolar ihracat yaptıklarını belirtti. Birlik olarak 2010 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 8 artış ile 495 milyon USD ihracat kaydettiklerini dile getiren Şankaya, ayrıca hazır giyim ihracatının da 2011 Ocak ayında yüzde 16, şubat ayında da yüzde 17 artış gösterdiğini söyledi. En büyük ihraç kalemlerinin, tişört, atlet ve benzerleri, kadın ve kız çocukları için takım, ceket, elbise, etek, pantolon, şortlar, yatak örtüleri, diğer mefruşat eşyası, perdeler, iç storlar, tül perde kalemleri olduğunu belirten Şankaya, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nde 2010 yılı ihracatının yüzde 75 gibi çok önemli bir bölümünü oluşturan ilk beş ülke olan Almanya, İngiltere, İspanya, Belçika ve Fransa'ya ihracatta ortalama yüzde 7 artış kaydedildiğini ifade etti. Avrupa Birliği'nin ihracatta yüzde 84 oranında en büyük payı aldığının altını çizen Şankaya, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya ve BDT ile Asya'nın da hazır giyim sektörleri için önemli yeni pazarlar konumunda bulunduğunu söyledi.
Dengeler değişiyor
Diğer çoğu sektörde olduğu gibi tekstil sektöründe de son yıllarda belirgin ve önlenemez biçimde bir eksen kayması söz konusu. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay da bu konuya dikkat edilmesi gerektiğini belirtenlerden. Dünya ekonomisinde dengelerin son birkaç yıldır batıdan doğuya doğru kayma eğiliminde olduğunu belirterek, trendin bu şekilde devam edeceğini kaydeden Burkay, Avrupa'da işsizlik ve ekonomik durgunluk devam ederken Çin, Hindistan, Güney Kore, Brezilya gibi ülkelerin dünya ekonomisinde lokomotif konumuna yükseldiklerinin altını çizdi. Burkay, bu ülkelerin büyük ihracatçı oldukları gibi aynı zamanda birçok üründe de önemli ithalatçı olduklarını ifade etti. Burkay, Türkiye'nin de tekstil ihracatçıları olarak hem Rusya, İtalya ve Almanya gibi geleneksel pazarlardaki payını korumaya devam ederken hem de Uzakdoğu, Latin Amerika ve Ortadoğu gibi önemli bölgelerde yeni atılımlar peşinde olduğunu söyledi. Bu amaçla önemli fuarlara katıldıklarını kaydeden Burkay, ayrıca ticaret ve alım heyetleri organize ettiklerini, uluslararası düzeyde proje pazarları ve konferanslar düzenlediklerini belirterek, "Yüksek standartlara sahip ve markalaşmış ürünlerimiz ile diğer ülkelerden avantajlı konumdayız ve yeni pazarlarda payımızı artırabileceğimize inanıyoruz" dedi.
Uzakdoğu ürünlerine damping uygulanmalı
Tekstil Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TESİAD) Başkanı Cüneyt Dizdar, sektörün sorunlarına dikkat çekerken ivedi önlemleri de sıraladı. Hammaddenin sanayiciye dünya fiyatıyla ulaşmasının gerek ve şart olduğunu belirten Dizdar, sanayicinin kullandığı enerjiyi dünya fiyatlarının üstünde almaması gerektiğini söyledi. Enerji fiyatlarının yüksek oranda artması ve gecikme faizlerinin yüksek olmasının sektördeki imalatı olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Dizdar, bu konularda gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti. İşçi eğitimine gerekli önemin verilip, verimliliğin artırılmasını isteyen Dizdar, kullanılan teknolojinin yenilenmesi ve teknolojiden maksimum düzeyde faydalanılması gerektiğini belirtti. İthal gelen ham, yarı mamul veya mamullerde kontrollerin sıkılaştırılmasını isteyen Dizdar, ihtisas gümrüklerinin yaygınlaştırılarak, gümrüklerdeki denetimin etkinleştirilmesi gerektiğini kaydederek, "Uzakdoğu menşeli tekstil ürünlerine, AB'nin Türkiye'ye yaptığı gibi, acilen anti-damping vergisi uygulanmalıdır" dedi.
Değişim ve dönüşüm başarıyı getirdi
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Arif Özer, Bursa'nın tekstil ve hazır giyimde Türkiye'deki gelişmeye paralel olarak ihracatını artırdığını belirterek, bir dönem tekstil ve hazır giyimin ortadan kalkacağı, yetkililerce söylense de sektörün dünyadaki gelişmeleri iyi okuyarak, değişim ve dönüşüm içerisine girerek, bütün olumsuzluklara rağmen başarının yakalanabildiğini söyledi. Tekstil sektörünün halen en büyük istihdam deposu olduğunu kaydeden Özer, 2.5 milyona yakın insanın bu sektörde istihdam edildiğini belirtti. İşsizlik oranları 2010 yılı ortalamasının yüzde 11.9 olduğunu dile getiren Özer, işsizlerin çoğunun genç olduğu düşünüldüğünde sektörün öneminin daha da arttığına dikkat çekti. Tekstil ve hazır giyimde son yıllarda daha yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesi ve tasarımın ön plana çıkmasını sevindirici gelişmeler olarak niteleyen Özer, sektörün eksik olan noktasının perakende müşterilere inememe ve markalaşma eksikliği olduğunu söyledi. Son yıllarda pamuk üretiminin aylık 950 bin tondan 350 bin tonlara düştüğünün altını çizen Özer, pamuğun muhakkak teşvik edilmesi gerektiğini, özellikle GAP Bölgesinde organik pamuk ekimine hız verilmesinin iyi olacağını, bunlar sağlanırsa sektörün de zirveye gelmesinin sürpriz olmayacağını söyledi.
 
Tekstil Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TESİAD) Başkanı Cüneyt Dizdar: SEKTÖR MODERN CİHAZLARLA ATAĞA GEÇTİ "Tarihin her döneminde tekstil sektöründe başa güreşen Bursa, alınan son tedbirlerle birlikte bu alanda yeniden şahlandı. Tekstil ve konfeksiyon sektörlerindeki gelişmeyi özetlemek gerekirse şu noktalara bakmakta yarar vardır: Dokuma makine parkında kara tezgâh dönemi bitmiş, bunların yerine ortalama 0- 5 yaş civarında havalı ve şeritli çok miktarda makine piyasaya girmiştir. Orta boy işletmelerdeki dokuma parkı daha modern ve genellikle İtalya, İsviçre, Fransa patentli, fantezi dokumalara uygun makinelerdir. Bu tür işletmelerde yenilenme ve modernizasyon çalışmaları daha hızlı yapılmaktadır. Tekstil terbiye (boya-apre, vs.) alanında da üretim kapasitesi çok hızlı bir artış göstermiştir. Bir yandan da bu fabrikaların Avrupa normlarında kaliteli üretim çalışmaları her geçen gün artmaktadır. Örme ve konfeksiyon alanında Bursa yeterli yatırımı yapamamıştır. Bu iki alanda sanki İstanbul'un gölgesinde kalınmaktadır. Kapasite kullanım oranında stabil bir seviyenin yakalanamadığını söyleyebiliriz. Kara tezgâhtan kurtulmak için tamamen kendi imkânlarıyla yatırıma yönelen Bursalı tekstilci bu defa kısmen de olsa Avrupa'nın yarı modern-yarı teknolojik makinelerine mahkûm olmuştur. Bunlar geçici bir iyileşme yarattı ise de özellikle önümüzdeki 5 yıllık dönemde Bursa dokumacısı bu ithal makinelerden verim alamaz hale gelecektir. Dokumadaki modernizasyon süreci Bursalı tekstilciyi zor durumda bırakabilir. Bu konu, bugünden gündeme alınmalıdır."
 
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Arif Özer BİTTİ DENİLEN SEKTÖR OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN BAŞARIYI YAKALAYABİLDİ
"2010 yılı sonuna doğru sektörde hafif bir toparlanma gözüktü. Uzakdoğu'da fiyatların, girdi maliyetlerinin yükselmesi gibi faktörler Türkiye'ye doğru bir dönüş sağladı. Yabancı firmalar yeniden Türkiye'de alım ofislerini konuşlandırırken, yapılarını da güçlendiriyor. Konfeksiyon fabrikaları tekrar eleman almaya başladılar. 2010 yılında yaklaşık 250 bin kişiye yakın yeni istihdam alanı yaratıldı. Özellikle kasım ayından sonra merkez bankasının aldığı tedbirler ve koyduğu irade dövizin biraz yükselmesini sağladı. Bu da ihracatçıya derin nefes aldırdı. Türkiye'nin gözbebeği otomotiv sektörü ihracatı 17 milyar 382 milyon dolarlarda kalırken, tekstil ve hazır giyim sektörünün 21 milyar 172 milyonu aşması sektörün özellikle bavul ticaretini de göz önüne aldığımızda Türkiye için hâlâ ne kadar önemli olduğunun en büyük kanıtıdır. Bu sene de tekstil ve hazır giyim sektörün ilk 2 ay verilerine bakarak artan bir ihracat trendi yakaladığını görüyoruz. Her ne kadar şu an üzerinde yoğun olarak tartışılsa da tekstil ve hazır giyimdeki ithalatın engellenmesine ilişkin tebliğ sonucu da sektörün kısa ve orta vadedeki geleceği önemli derecede etkilenecektir. Ama burada önemli olan meydana gelecek komplikasyonların baştan önlenmesidir."